Celebrity Makeup Artist: Mesut Özuzun
- Aybike Yavuzoğlu
- 10 Tem
- 4 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 7 Ağu
Makyajın matematiğini, estetikle buluşturan bir isim: Mesut Özuzun. Eğitimden sahne arkasına, dijital projelerinden filtre tartışmalarına uzanan içten bir sohbet.

Mesut Özuzun Celebrity Makeup Artist
Şimdilerde dijital bir platformda keyifli ve samimi bir programla sizi izliyoruz. İsterseniz önce buradan başlayalım. Formatınız klasik “how‑to” videolardan nasıl ayrışıyor?
Formatımız bence oldukça özgün. Evet, benzer içerikler yapan birçok kişi ve platform var.
Ama bizim yaklaşımımız çok daha farklı bir yerden. İçimizden Geldiği Gibi programında amacımız ne dedikodu yapmak ne de sansasyonel başlıklarla dikkat çekmek; bu tarz içerikleri zaten fazlasıyla izliyoruz. Biz sadece eğlenerek ve keyif alarak makyaj yapmak istiyoruz. Oyuncuyu anlamak, onun farklı yönlerini göstermek ve izleyiciyle gerçek bir bağ kurmak istiyoruz. Programı diğerlerinden ayıran en güzel şey ise “tatlı ve temiz” enerjisi. Girişteki eğlenceli anlar, sıcak bir sohbet atmosferi ve her bölümde yarattığımız içtenlik... Bu samimi sohbetlerin bu kadar etki yaratacağını açıkçası ben de tahmin etmiyordum. Aldığımız geri dönüşler bizi çok mutlu ediyor. Bu proje hepimiz için büyük bir emek.
Makyaj, bir yandan matematiksel bir hesap; diğer yandan sanatsal bir ifade biçimi gibi. Altın oranla düşündüğünüzde, bir yüzü okurken ilk çözdüğünüz “denklem” hangisi?
Yüzün oranlarına bakarak başlıyorum. Elbette hiçbirimizin yüzü birebir altın orana uymuyor ama bu oran, ideal dengeyi tarif etmesi açısından önemli. Amacım makyajla, yüzü bu dengeye yaklaştırmak. Kiminin burnu daha belirgin, kiminin çenesi dar ya da alnı daha geniş olabilir. Bu noktada ışık ve gölgeyle çalışarak yüzü daha orantılı göstermeye gayret ediyorum. Keyifli kısmı da tam olarak burada başlıyor.
Ciddi bir altyapıya sahip olduğunuz, altın oranla çalışırken gösterdiğiniz yaklaşımda görülüyor.Zaten bu işin eğitimini de almış birisiniz. Peki, üniversitede öğrendiğiniz ve sizi en çok şaşırtan teori neydi? Bugün hâlâ fırçanıza yön veren bir etkisi var mı?
Beklenmedik bir teori olmasa da, makyajın teknik ve teorik yönlerini detaylı öğrenmek mesleki gelişimimde çok etkili oldu. Bu altyapının sağladığı katkıyı bugün hâlâ her çalışmamda kullanıyorum.

'Kimi dışarıdan ışıltılı görünmek ister, kimi özgüveniyle var olmayı seçer. Ama çoğumuz aslında ikisini birden arıyoruz.'
Peki, 2025'de çok duyduğumuz “ışıltılı ama cesur” cilt anlayışını nasıl tanımlarsınız: Işığı mı, yoksa özgüveni mi parlatıyoruz?
Bence hem ışığı hem de özgüveni parlatıyoruz. Kimi dışarıdan ışıltılı görünmek ister, kimi özgüveniyle var olmayı seçer. Ama çoğumuz aslında ikisini birden arıyoruz. Dolayısıyla bu anlayış ikisinin aynı durakta buluşması gibi.
“Mocha Mousse” gibi yumuşak kahve tonları sezona hâkimken, bu trendi kendi alt tonuna uymayan bir ünlüde yorumlamak zorunda kalsanız hangi teknik hileyi kullanırsınız?
Açıkçası bu tür trendleri zihnimde teknik sınırlara sokmamaya çalışıyorum. Çünkü herkes kendine özgü ve çok özel. Tonu ne olursa olsun, kişinin kendini iyi hissedeceği bir uyumu yakalamayı tercih ederim.
Bir ‘celebrity makyajı’ çoğu zaman o isimle yapılan sessiz bir iş birliğidir. Bu iş birliğinde zorlandığınız anlar olduysa, o “sessiz brief”i çözmeyi nasıl başardınız?
Bu durum kariyerim boyunca çok az yaşandı ve genellikle kişinin karakter yapısıyla ilgiliydi. Nadir de olsa, isteklerini açıkça dile getiremeyen isimlerle de çalıştım. Ama böyle anlarda iletişimi zorlamadan, süreci profesyonelce yönetmeye odaklanarak, o günü kendim için keyifli bitirmeye gayret ederim.

Işıltılı ten, etkileyici bakışlar, yukarı taranmış kaşlar… Makyajda bazen en çok fark yaratan şey, en küçük dokunuş oluyor. Trendler arasında kişiye özel detaylar yaratırken “Mesut Özuzun dokunuşu” dediğiniz küçük ama etkili o imza nedir?
İlk cümledeki tüm detaylar kesinlikle bana yakın. Ama bence beni en çok tanımlayan dokunuş ve imzaya dönüşen; doğru yapılmış bir kontürle ten makyajını, göz makyajıyla bütünleştirmek.
'Hedefimiz her zaman hatasıza en yakın olan görünümü elde etmektir.'
Kendi dokunuşunuzu yıllar içinde geliştirdiniz ve şimdi bu birikimi başkalarına da aktarıyorsunuz. Altier Education Group’taki yeni programınızda, makyajı öğretirken öğrencilerinizin estetik algısında nasıl bir dönüşüm hedefliyorsunuz?
Yaklaşık 10 yıldır eğitim veriyorum ve bu süreçten büyük keyif alıyorum. Bu programda amacım, öğrencilere işin sadece uygulama değil; teori ve teknik bilgilerle mantığını da aktarmak. Makyajın bir “boyama” işlemi olmadığını, arkasında matematiksel bir ifade olduğunu fark ettiklerinde, bu sürecin onlar için keyifli bir hâle geleceğine inanıyorum.
Profesyonel bir makyajda hataya yer var mı? Varsa, bu öğrencilerinize “korkmayın” demeniz için bir alan yaratıyor mu?
Uygulama sırasında elbette hata olabilir; sonuçta insanız, makine değiliz. Ancak makyaj tamamlandığında, hedefimiz her zaman hatasıza en yakın olan görünümü elde etmektir. Öğrencilerime de uygulama sürecinde, asıl meselenin hatayı nasıl telafi ettikleri olduğunu anlatıyorum.

'Herkesin kendi haliyle güzel olduğu ve kalıplara sığdırılmak zorunda olmadığı bir dünya mümkün.'
Dijital platformlarda her şeyin kusursuz görünmesi beklentisi giderek artıyor. Filtreli güzelliğin hüküm sürdüğü dijital çağda, sizce doğal dokunuşlar kendine bir yer bulabiliyor mu?
Evet, bence doğal dokunuşlar dijital çağda kendine yer bulabiliyor. Bunu sadece makyajda değil, reklam kampanyalarında da görebiliyoruz. Örneğin yıllardır şampuan reklamlarında uzun, dalgalı saçlı kadınlar tercih edilirken, bugün Ebrar gibi kısa saçlı, pembe tonlu ve özgün imajlara sahip isimler güçlü şekilde temsil ediliyor. Daha doğal, daha özgün bir noktaya doğru ilerliyoruz. Zaten benim de en çok inandığım şey bu; herkesin kendi haliyle güzel olduğu ve kalıplara sığdırılmak zorunda olmadığı bir dünya mümkün. Bence sektör de artık bu yönde evriliyor ve bu dönüşüm hepimiz için umut verici.
Doğal görünüm sadece estetik değil; artık etik bir duruşun da parçası diyebiliriz o halde. Çünkü sürdürülebilir kozmetik artık hepimizin daha çok hayatında. Bir “green carpet” makyaj brief’i gelse hangi temiz içerikli ürünü ilk sıraya koyarsınız ve neden?
Son dönemde tercih ettiğim ve iş birliği yaptığım markalarda; vegan, doğa dostu ve hayvanlara zarar vermeyen bir üretim anlayışı olmasına dikkat ediyorum .Bu anlamda, Türkiye’ye yeni gelen “Hoppa” markasını tavsiye edebilirim. Doğaya, hayvanlara ve canlılara saygı duyan tertemiz bir anlayışa sahip. Elbette aynı etik değerleri taşıyan tüm markalar bizim için çok kıymetli.

Biliyorsunuz ki yapay zekâ destekli cilt analiz cihazları hızla yayılıyor. Mesut Özuzun’un teknikleri bir gün bir algoritma ile ortak çalışır mı, yoksa insan dokunuşu her zaman ön planda mı olacak?
Yapay zekâ ve teknolojinin gelişimi gerçekten çok önemli. Her gün yeni bir şey öğreniyor ve adapte oluyoruz. Ancak makyaj, bir yazılım formatıyla bize sunulabilecek bir alan değil. Elbette görsel anlamda dijital programlarla desteklenebilir; shop, beauty veya edit araçlarıyla iyileştirilebilir. Ama insan yüzüne bir başka insanın dokunması, o anki enerji alışverişi... İşte bu, hiçbir algoritmanın kopyalayamayacağı kadar kıymetli. Bence makyajı anlamlı kılan da tam olarak bu: dokunuşun duygusu.
Kısa Kısa: Hızlı Sorular, Net Cevaplar
Tek fırça tüm yüz?
Mümkün.
Özel bir davette ışıltı mı mat mı?
Işıltı!
Bir ömür tek highlighter shade’i seçmek zorunda kalsanız?
Benefit Dew-la-la Liquid Glow Highlighter
Eğitim mi sahne arkası tecrübesi mi önce gelir?
Bence eğitimle desteklenmiş, sahne arkası tecrübesi.
Yorumlar